20 Aralık 2012 Perşembe

EDINBURGH - EKOSE


Sean Connery'nin memleketi İskoçlar'ın başkenti Edinburgh'a yolculuğumuz Newcastle'dan kalkan trenimiz ile başladı. İstasyona varmamızla birlikte öncelikle şehrin old town bölgesinde yer alan hostelimiz Cowgate Tourist Hostel'e uğrayıp hem bir odamıza merhaba dedik hem de bavullarımızı bıraktık. Haritamızı almamızın ardından şehri kaleden parlamentoya kadar kat eden turistik cadde olan Royal Mile'a doğru yollanarak şehri tavaf etmeye başladık. Aynı cadde üzerinde bir çok farklı cadde ismine sahip olan  Royal Mile, Edinburgh'un can damarı. Yol üzerinde yer alan müzeler, restoranlar ve hediyelik eşya dükkanları meraklı turistler için ilgi merkezi ancak biz öncelikle yolun sonunda yer alan Holyroodhouse' doğru giderek caddeyi öncelikle bitirmeye karar verdik.
Kraliçe'nin yazlık sarayı olan Palace of Holyroodhouse ayrıca Queen's Gallery'e de ev sahipliği yapmakta. İngiliz Sterlini ve Türk Lirası arasındaki ciddi kur farkı sebebiyle kapısından döndüğümüz bu sarayı zaten The Queen filminde yakından görme imkanına sahip olmuştuk. Ayrıca bu kadar yol gelmişken hemen sarayın karşısında yer alan İskoç Parlamento binasını da aradan çıkarmayı ihmal etmedik. Bu aralar bağımsızlık talepleri ile önce çıkan parlamento, binasının mimarisi ile de ilgi çekmekte. Zaman kısıtlaması sebebiyle parlamento binasının içini gezemesek de ilgili linkten ziyaret saatlerine bakılarak farklı bir turistik deneyim yaşanabilir. Belki de kilt giymiş vekilleri görme imkanına bile sahip olabilirsiniz.



Tepesi, yokuşu bol bir şehir Edinburgh. Hem halka açık ilk parkı ziyaret etmek hem de şehre tepeden bakmak için Calton Hill'e doğru yola koyulduk. Bu park içerisinde saymakla bitmeyen anıtlar yer almakta. Antik Yunan tapınağını andıran National Monument, gözlem evi olan City Observatory ve Nelson Monument parkta yer alan görülmesi gereken yapıların başlıcaları. Ayrıca şehrin ünlü kalesini de barındıran panoraması  Calton Hill'e uğramak için bir başka neden teşkil etmekte. Ayrıca parkın hemen altında yer alan Royal High School da parkta yer alan diğer yapılarla bir bütünlük oluşturuyor ve kompleks daha görkemli bir havaya bürünüyor.



Dönüşte şimdinin Balmoral Hotel'i ve Royal Bank of Scotland'ın önünden geçerek alışveriş cenneti Princes Street'in başlangıcına ulaştık. Royal Mile şehrin turistik kanadını, Princes Street ise şehrin alışveriş kandını oluşturmakta. Scott Monument ve Royal Scottish Academy'ye tekrar uğramak kaydıyla selam çakıp, şehrin dillere destan kalesine doğru yokuş yukarı tırmanışa geçtik. Savaşmaya meraklı İskoçların tüm hünerleri bu kalede yer alan National War Museum'da  görülmekte. Yalnız bizden söylemesi Edinburgh Kalesi'ne giderken yanınıza mevsim ayırt etmeden kalın kıyafet götürmeyi ihmal etmeyin. Rüzgar her daim insanı afallatacak şekilde kuvvetli esiyor.



Calton Hill'e ve Edinburgh Kalesi'ne çıktım yetmedi diyenlere ve trekking meraklılarına önerimiz ise Arthur's Seat. Volkanik patlamayla oluşan bu tepeye yürümek için bol vaktimiz olmadığı için biz de daha önce bir merhaba dediğimiz Scott Monument'ın tepesine çıkalım dedik. İskoç yazar Sir Walter Scott'a adanmış bu gotik yapı hem mimarisi hem de rengi ile yeteri kadar ürkütücü. Kule üzerinde yer alan ufak mabet de dar merdivenler sonrası soluk almak ve dışarısının soğuğundan korunmak için çok ideal.






Hazır Sir Walter Scott'ten bahsetmişken Edinburgh'un Writers Museum'unu atlamak olmaz. Edinburgh'un yetiştirdiği yazarları yakından görme niyetimiz müzenin kapı duvar olması sebebiyle suya düştü. Biz de viskinin mabedi olan İskoçya'nın, turistlere yaşattığı en ilginç deneyim olan Scotch Whisky Experience'i ziyaret etmeye karar verdik. Önce korku tüneli tadında bir yolculuk ile viskinin yaratım sürecini öğrendik, ardından da rehberimiz eşliğinde viski eksperliği yaptık. Son olarak da tarihi viski şişelerini görme imkanı bulduk. Bu deneyimin tam karşısında ise göz yanılgısı üzerine kurulu Camera Obscura yer almakta. Acun Ilıcalı'nın meşhur ettiği Aref'in illüzyonlarının başka çeşitleri bu müzede görülüyor. Ayrıca müzeye adını veren bir camera obscura da binanın tepesinde bulunmakta. Sınırlı sayıda ziyaretçi bu odanın içerisinde müze görevlilerince bu icadın hikayesini dinledikten sonra bu icat ile şehri 360 derece görebiliyor.





Yazımıza Royal Mile ile başlarken bu cadde üzerinde bir çok ilgi çekici yerin bulunduğundan bahsetmiş idik. Kısaca bunlardan bahsetmek gerekirse, eski bir kilise olan ancak artık şehirde gerçekleşen etkinliklere ev sahipliği yapan The Hub son derece görkemli bir yapı. Uluslararası Edinburgh Festivali'nin de ana mekanı olan bu gotik kilise artık bir kültür mabedi. Bu arada Edinburgh seyahati planlayanların tatillerini festival zamanına denk getirmeleri tavsiye olunur.


Cadde üzerindeki Gladstone's Land klasik bir Edinburgh evi şeklinde dekore edilmiş bir turist atraksiyonu. 17. yüzyılda bir İskoç evi nasıl olur merak edenlere duyurulur. Ayrıca bu cadde iki ufak müzeye de ev sahipliği yapmakta. Bunlardan ilki Museum of Edinburgh, ikincisi ise Museum of Childhood. Fazla vaktinizi almayacak bu sevimli müzeler bence görülmeli. Ardından da görkemli St. Giles Katedrali'ne uğranılmalı. Kilisenin etrafında bir tur attığınızda şehrin futbol takımı Hearts'ın simgesi olan Heart of Midlothian, David Hume ve Adam Smith heykellerini turistlerden fırsat bulursanız görebilirsiniz.



Peki Edinburgh akşamları ne yapıyor diye soranlarınız varsa tüm ada halkı gibi publara gidiyorlar. Edinburgh'un un ufak pubini merak edenlere Halfway House'u öneririz. Sevimli mi sevimli bu mekan bir Hobbit evini andırsa da pubin atmosferi buna değiyor. Klasik ve ferah bir pub görmek isteyenler ise Guilford Arms'a uğramalılar. Hemen arka blokta yer alan Cafe Royal'da da bir şeyler içilmeli. Şehrin new town tarafındayken hazır Rose Street civarı da mutlaka görülmeli. Maç izleyip bir şeyler atıştırmak isteyenler The Amber Rose ve The Kenilworth'u tercih etmeliler. Royal Academy'den yokuş yukarı tırmanırken ise The Wash'ta bir soluk alınmalı. Eski usül mekanlardan hoşlananlar ise Tolbooth Tavern'in tarihi atmosferini yaşamalılar.





Old town'a geçersek eğer Grassmarket civarından mekanlar meydan sebebiyle daha hareketli. The Last Drop, Biddy Mulligan's, The White Heart Inn ve Beehive Inn bu bölgenin en popüler mekanları. Grassmarket'ten hemen sola dönünce ise karşınıza çıkan bükülmüş West Bow üzerine The Bow Bar ve canlı müzik bulunan Finnegan's Wake bulunmakta. Ayrıca bu cadde üzerinde bir çok butik mağaza da gündüz vakti ilginizi çekebilir. Cowgate üzerinde yer alan açık hava birahanesi Three Sisters ise kapalı alana kısılmak istemeyenler için ideal. Babylon tadında canlı müzik nerede dinlenir diyenler ise The Caves'in programını gitmeden incelemeliler.




Royal Mile üzerinde gezinirken de boğazımız kuruyunca bir yerlere uğramayı ihmal etmedik. Karnımız acıktığında Deacon Brodie's Tavern'de ve Filling Station'da atıştırdık. Şimdi adını hatırlayamadığımız bir yerde de İngiliz kahvaltısı yaptık ama nerede bizim peynirli zeytinli kahvaltımız.
Edinburgh pubları: http://www.edinburgh-pubs.co.uk/
Grassmarket rehberi: http://www.grassmarket.net/index.asp



Edinburgh'un önemli yerlerini yakından tanımak için harika bir site: http://www.edinburgh-sites.com/
Edinburgh'un tarihi binalarını toplu halde görmek için: http://www.scotcities.com/edinburgh.htm
Calton Hill hakkında biraz daha bilgi: http://www.edinburghguide.com/parks/caltonhill
Edinburgh yürüyüş rotaları: http://www.walkhighlands.co.uk/lothian/calton-hill.shtml
İskoç Parlamento binası için: http://www.edinburgharchitecture.co.uk/scottish_parliament.htm
Monarşi ve Holyrood haftası: http://www.royal.gov.uk/RoyalEventsandCeremonies/HolyroodWeek/HolyroodWeek.aspx
Holyrood Sarayı: http://www.royal.gov.uk/theroyalresidences/thepalaceofholyroodhouse/thepalaceofholyroodhouse.aspx
Bedava Edinburg'u gezmek için: http://www.newedinburghtours.com/
Gece gerçekleşen korku dolu tur için: http://edinburghhorrortours.co.uk/ 



Royal Mile üzerinde yer alan görülecek yerler: http://www.royal-mile.com/index.html
Edinburg
Athur's Seat hakkında: http://www.scottishsport.co.uk/walking/arthurseat.htm
Gladstone's Land hakkında: http://www.visitscotland.com/info/see-do/gladstones-land-p246281
Modern sanat galerisi olarak The Fruit Market: http://fruitmarket.co.uk/



27 Kasım 2012 Salı

ZURICH - ZURIGO



İsviçre'nin en büyük şehrine trenle yaptığımız yolculuğumuz sırasında meteorolojik olarak resmen serseme döndük. Bir gün önce sulu sepken yağmur ve fırtınasıyla bizi serseme çeviren Strazburg havası gitmiş, yerine Ekim ayının sonunda bizi şaşırtan şiddetli kar yağışı gelmiştir. İsviçre'nin Alplerine çıkamasak da hava yönünde altta kalmadık. Nuri Bilge Ceylan'ın "Uzak" filmi tadında kareler yakaladık adını da "Paha" koyduk.



İstasyondan iner inmez bizi karşılayan Limmat nehri boyunca ilerleyerek Rathaus arkasında yer alan otelimize doğru yola koyulduk. Çetin kış koşulları ile savaşmak istiyorsak bavullarımızdan kurtulmamız gerekiyordu. Zic-Zac Rock Hostel konumu ve Zürih açısından makul sayılabilecek fiyatıyla doğru bir tercih olduğunu ilk dakikadan belli etti.


Hostelimizin bize verdiği Zurich cep rehberi ile yola koyulduk. Şehir her ne kadar cep yakan cinsten ise de sosyal devlet gereklerini yerine getirerek 66 sayfalık çok başarılı bir rehber hazırlamış. Gezilecek, görülecek, gidilecek ne varsa şehre dair her şeyi bulmak mümkün, ayrıca güncel etkinlikler de yer almakta. Biz de rehberin old-town gezi rotasına uyarak gezimize başlıyoruz.




Rotamızda şehre tepeden baktığımız Lindenhof fotoğraf severler için çok ideal bir mekan. Şehrin karşı yakasını ve Limmat nehrini boylu boyunca fotoğrafladıktan sonra eski şehrin sokaklarını dolanarak Zürih'in sol yakasının en önemli mabedi olan  St. Peter Kilisesi'ne  ve Fraumünster Kilisesi'ne gelmek mümkün. Butiklerin, şık mağazaların bulunduğu ara sokaklardan geçerek Rathausbrück'eye gelinebilinir. Bir köprüden çok bir platformu andıran bu yapıyı geçtiken sonra sağa döndüğünüz takdirde Grossmünster Kilisesi'ne giderek şehirdeki belli başlı mabedleri gezmiş olursunuz.


Rathaus'dan sola döndüğünüz taktirde ise karşınıza Niederdorfstrasse çıkar karşınıza. Üzerinde yer alan hediyelik eşya mağazaları, restoranları, barları ve gece kulüpleri ile her derde deva bir cadde. Üşüyüp, yorulanlar bu cadde üzerindeki Rheingelden Bierhalle'de veya bu caddeyi dik kesen Rindermarkt üzerindeki Oliver Twist'de soluklanabilirler. Dada hareketiden feyz alan Cabaret Voltaire de hem hatıra ıvır zıvır almak hem de dinlenmek için ideal bir mekan.




Nehrin sağ tarafını hatmettik artık biraz lüks mağaza görmek istiyoruz diyenler Limmat nehrinin solunda yer alan Bahnhofstrasse boyunca gezinmeliler. İstinye Park ve Nişantaşı hayranlarının çok fazla ayılıp bayılacağı bu cadde üzerinde ayrıca şehrin en ünlü çikolatacısı da yer almakta. Paradeplatz'da yer alan Sprüngli çikolataları ve memleketin has tatlısı macaronu ile ünlü. İçeri girdiğiniz taktirde insanın başını döndüren çikolata çeşitleri ise gezinin en tatlı yanı olsa gerek. Sprüngli'nin yanında Teuscher Confiserie da çikolata konusunda şehirde söz sahibi. Markalaşmamış, daha butik bir yer arıyorum diyenler ise Truffe'dan şaşmamalılar. St. Peter kilisesi civarında yer alan bu ufak mekan pazar ve pazartesi günü kapalı olması sebebiyle sadece vitrinden görülebildi. Son olarak gelmişken fondu yemek isteyenler peynir kokusuna dikkat etsinler, burun kıran cinsten, üstelik bizim kuymağımız daha başarılı.



Bahnhofstrasse'nin şık mağazalarından sıkılanlar Augusinterstrasse ve Rennweg'e uğrayarak bu caddeler üzerinde daha makul alışveriş yapabilirler. Bu kadar alışveriş yetmez diyenler Bahnofstrasse'nin paralelinde yer alan Uraniastrasse ve Löwenstrasse'ye uğrayabilirler. Ehh cebimizde beş kuruş para kalmadı alışveriş yapmaktan diyebilirsiniz, o zaman Limmat nehrinin kanallarının yer aldığı Venedik'teymiş hissi yaratan Schanzengraben'i görmenizi tavsiye ederiz. Mevsim sonbahar olsa da kış tadında yaşandığından çok sakin olan bu bölgenin güzel havalarda görülmesi tavsiye olunur. Kanaldan devam ederek de göl kenarında yer alan Bürkliplatz'a ulaşarak göl manzarası görülebilinir. Tekne turu yapmak isteyenler öncelikle buradan gezilerine başlamalılar.



Zürih gece hayatı için alternatiflerden biri daha önce bahsettiğimiz Niederdorf civarı ise de asıl üne sahip olan bölge merkez istasyonun arkasında yer alan Langstrasse. Demir yolunun  sağında kalan Neugasse ve Langstrasse Zürich gece hayatının göz bebekleri. Ancak yazımızda bahsettiğimiz üzere şehri pazar ve pazartesi günü gezmemiz sebebiyle çoğu mekanın kapalı olduğu gerçeği ile karşılaştık. Ama biz moral bozmadık ve açık olan yerleri bulmak için çetin bir savaş verdik. Bunlardan bazıları Casablanca, bar zinciri Hooters, istasyon içerisinde yer alan Federal, kaliteli kareoke kitlesi ile bizi şaşırtan Acapulco ve daha kültür mabedi tadındaki Riffraff.



Kültür mabedi demişken engin bir modern sanat koleksiyonuna sahip Zurich Modern Sanat müzesi buraya gelindiğinde mutlaka görülmeli. Mimari meraklıları ise Le Corbusier Center'i bir yere not etmeliler. Ünlü mezarlarına ilgi duyanlar ise Fluntern'e gidebilirler ancak şehrin biraz uzağında yer alıyor. Tarihi bir füniküler olan Polybahn ise Taksim-Kabataş hattından daha farklı bir tat arayanlara duyurulur.

Şehre tepeden bakabilmek için: http://www.zuerich.com/en/Visitor/Experience/Attractions/Uetliberg.html
http://en.wikipedia.org/wiki/%C3%9Cetliberg
Zürih'te ikamet eden meşhurlar: http://www.zuerich.com/en/Visitor/Information/facts/famous-zurich-residents.html
Dada sanatı hakkında daha fazla fikre sahip olmak için: http://www.dadart.com/dadaism/dada/021-dada-zurich.html
Zürih hakkında genel bilgi sahibi olmak için: http://wikitravel.org/en/Zurich
http://www.tripadvisor.co.uk/Tourism-g188113-Zurich-Vacations.html
http://www.lonelyplanet.com/switzerland/zurich
Fondünün tadına baktığımız mekan: http://www.hotel-adler.ch/content-n50-sE.html
Niederdorf'ta bir başka pub: http://www.bigbenpubzurich.ch/
Langstrasse'de alternatif bir bar: http://www.longstreetbar.ch/
Pelikanstrasse üzerinde yer alan ama gittiğimizde kapalı olan James Joyce pub: http://www.jamesjoyce.ch/
Uraniastrasse üzerindeki Jules Verne: http://www.jules-verne.ch/e/brasserie-lipp/jules-verne/seite417.html
Uğranılası bir kitapevi: http://www.kunstkiosk.ch/info_01_ueber_uns_en.html