12 Ağustos 2012 Pazar

ZAGREB



"Akşam olur mektuplar hasretlik söyler, 
              Zagreb radyosunda Lili Marlen türküsü"

Zagreb terminalde bulunan gazete bayiinden aldığımız tramvay bileti ile hostelimize doğru yollandık. 6 durağın ardından 3 dakikalık bir yürüme ile Meduliceva caddesi üzerindeki "Hobo Bear Hostel'e" ulaştık.

Son derece konuksever ve iyi bir İngilizce'ye sahip olan hostel görevlisinden akşam için aldığımız tavsiyeler sonucu kendimizi Zagreb'in İstiklal'i olarak tanımlayabileceğimiz "Tkalciceva"'da soluğu aldık. Sağlı sollu barlar, kafeler ve restoranlardan oluşan bu sokağı şöyle bir tavaf ettikten sonra homurdanmaya başlayan Bayan Pek Yer'in karnını doyurmak adına tavsiye edilen restoranları keşfe çıktık.


Mesnicka üzerindeki "Stari Fijaker" yaş ortalaması olarak Huzurevi statüsünde olunca tekrar Tkalciceva'ya dönüp "Agava"ya bakmaya karar verdik. Son derece cezbedici görünen bu yer lüks görünümü ile bütçe açısından bizi korkuttu, malum tatilimizin son günündeydik ve bunu daha ertesi günü de vardı. Ardından kendi birasını üreten ve Zagreb mutfağında başarılı olduğu söylenen "Mali Medo'ya" yöneldik; ancak açık havada boş yer bulamadık. Sonuçta  biz de Skalinska'da bulunan her bütçeye ve her damak tadına seslenen "Nostromo'da" karar kıldık. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu etkisinde kalan Zagreb'de biz de şnitzel ve sosis yemeyi tercih ettik o kadar deniz mahsulü üstüne.

Büyük bir heyecan ile satın aldığım Hajduk t-shirtümü hemen üstüme geçirmiştim ama mutluluğumun kısa süreceğini kim bilebilirdi. Splitli olduğunu söylerken gurur duyan Nostromo garsonu yine de Zagreb sokaklarında bu şekilde dolaşmamamı bana salık verdi ancak kendisini fazla ciddiye almadım.

Restorandan ayrıldıktan sonra Opatovina üzerindeki "Tolkien's House'da" demlenmeye karar verdik. Ancak siparişleri vermemizle beraber ikinci uyarıyı almam bir oldu. Sonuçta Bay Gezer'in hostele dönmesine imkan yoktu o da çareyi t-shirtü ters çevirerek giymekte buldu.


İthal bira severlerin Tolkien's House'da çok güzel vakit geçireceğine eminim. Belçika, Çek, Alman, İrlanda biralarının yanı sıra dünyanın dört bir yanından gelen diğer markalar da son derece ilgi çekici. Bununla yetinmeyenler Tkaliceva üzerindeki "Oliver Twist"e de göz atabilirler. Fakat bizim aklımız kendi birasını üreten Mali Medo'da kalmıştı. Ülkemizde dark bira çeşidi pek olmadığından kendimizi Bayan Pek Yer ile dunkel olarak geçen biralara verdik ve pek memnun kaldık.


Sabah erkenden eşyalarımız toplayıp haritanın bize sunmuş olduğu rota doğrultusunda öncelikle kendimizi Upper Town'a attık. Rotada Zagreb Katedrali'nden sonra Zagreb Pazar'ı yer almaktaydı. Bayan Pek Yer'i "Dolac" denen bu sebze-mevye pazarına tekrar uğramak taahhüdü ile ikna ettikten sonra şehrin yukarısına doğru tırmandık. 



Yolumuza ilk çıkan Stone Gate, Zagreb halkı için mucizevi ve kutsal bir mekan. Bu açık hava mabedinden geçtikten sonra hemen soldaki ilk souvenir dükkanında genç Hırvat sanatçılarının hediyelik eserlerini görme ve Bayan Pek Yer'in yoğun ısrarları sonucu bir tanesine de sahip olma imkanımız oldu. Aynı yol üzerinde Zagreb'in ilk eczanesi bulunmakta.


Ardından dünyanın en şeker müzesi olarak adlandırabileceğim Museum of Broken Relationship'i gezdik. Dünya'nın dört bir yanından eserlerin yer aldığı bu küçük müzede Türkiye'den de eserler görmek bizi çok sevindirdi. Güzel bir fikirden nasıl sevimli ve yaratıcı bir mekan yaratılabildiğinin göstergesiydi müze.



Sonra ise son derece sevimli çatısı ile St. Mark's kilisesi karşılıyor bizi. Ufak bir Hırvat tarihini yansıtan çatısı ve mozaik yapısı ile gönlümüzü fetheden bu kiliseden sonra haritamız bizi Lower Town'a doğru yönlendirmeye başladı.



 

Avrupa Şampiyonası maçlarının büyük ekranda izlendiği Jelacica Meydanı'ndan başlayan aşağı şehir turumuz, Nikola Tesla cadddesi ve Mareşal Tito meydanları ile devam ederken cadde üstünde Hırvat Ulusal Tiyatrosu, Mimarlık Müzesi, El Sanatları Müzesi ve Botanik Parkı'nı görme imkanı sağladı. Fakat sınırlı süremiz sebebiyle hiç pas vermeden yolumuza devam ettik. Zagreb İstasyonu ve Tomislavov Meydanı üzerinden tekrar başladığımız yere 
döndük.








Dolac'ta yaptığımız yöresel sucuk ve kuru et alışverişi ve Green Market'ta ufak bir gezintinin ardından bavullarımızı almak üzere hostelimize doğru yola çıktık. Şehrin hayli uzağında yer alan modern sanat müzesini görememenin üzüntüsü eşliğinde otobüs terminalinden kalkan havalimanı servisi ile Pırpır uçağımıza doğru yol aldık.





Not: Zagreb'i Pazar günü gezmemiz sebebiyle bir çok mekan kapalıydı, örnek ünlü dondurmacı Vincek. Buna Upper Town'da yer alan küçük galerileri ve Zagreb fünikülerini de dahil etmek gerekir.





Ufak bir tespit olarak, bir çok ayakkabı mağazasının yer aldığı Zagreb'de kadınlar için ayakkabı büyük bir tutku.


Genel olarak Zagreb hakkında görüş sahibi olmak için: http://wikitravel.org/en/Zagreb
Zagreb'de neler oluyor bilgi sahibi olmak için: http://www.zagreb-touristinfo.hr/?l=e
Basketbol tutkunları ve Drazen Petrovic severler için: http://www.cibona.com/ 
Merkeze çok yakın olan ve memnun kaldığımız hostelimiz: http://www.hobobearhostel.com/home/
Bahsettiğimiz Tolkien's House: http://www.fantasy.hr/
Kendi birasını üreten lokal lezzet arayanların adresi olan: http://www.pivnica-medvedgrad.hr/index-eng.html
Kapalı olan pastane Vincek: http://www.vincek.com.hr/en/home/
Modern sanat müzesi: http://www.msu.hr/#/en/
Dünyanın en kısa füniküleri: http://en.wikipedia.org/wiki/Zagreb_Funicular







2 yorum:

  1. Merhaba
    Yazınızı okuyunca 2010 yılında Hırvatistanda yaptığımız tatil aklıma geldi .Özellikle Sibenik ve Plitvice Milli Parkını görünce o güzel ülkeyi sayenizde tekrar hatırladım .
    Sizlerden ;

    Zagrepte önceden rezervasyon yapmadan hostel / sobe bulma şansı olup olmadığı ve fiyatları konusunda bilgi alabilir miyim .

    Teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Biz rezervasyonumuzu seyahat öncesi yapmıştık; ancak o gün gidildiğinde yer olup olmayacağı hususu konusunda bilgi sahibi değiliz, fakat hostel gerek konumu gerekse temizliği ile şiddetle tavsiye edilir.

    YanıtlaSil