13 Eylül 2012 Perşembe

BERLIN BEGINS




5 gün sürecek Berlin seyahatim şehrin ufak hava limanı olan Schönefeld'e varışım ile başladı. Koca Berlin'de ekonomik seyahat etmek adına ilk işim 5 günlük Berlin Card almak oldu. Metro, tren, tramvay ve otobüslerde kullanılabilen bu kart ile hem 5 gün boyunca sınırsız seyahat etme imkanına sahip oldum hem de şehre dair bir sürü avantajlardan yararlanabildim. Reklam kokan bir tanıtıma döndü ancak Berlin yürü yürü bitmeyecek bir şehir.




S-Bahn ile Prenzlauer Berg'de bulunan Pfefferbett Hostel'e ulaştım. Odamın daha hazır olmaması sebebiyle bavulumu bırakıp, hostelden aldığım harita ile şehrin merkezine koyuldum. Brandenburg kapısı civarında yer alan Starbucks'ın önünden hareket eden bedava tur ile ilk güne merhaba demeyi planlıyordum.





Sandmans newberlin turunu seçmemin sebebi bedava olması. Tur rehberleri Berlin'de yaşayan çeşitli ülkelerden gelen öğrenciler. Konuşulan dile göre seçilen rehberler eşliğinde Berlin'in belli başlı yerleri tüm gün süren tur ile katılımcılara anlatılmakta. Güne erken başlamam sonucu 11'de başlayan tura katılma imkanı buldum. Yalnız Starbucksın önü ana baba günü. Ancak bir şekilde görevliler bizi dağıttı ve ben de İspanyol rehberimiz eşliğinde şehre dair ilk fikirlerimi edinmeye başladım.





Brandenburg kapısı ve Berlin Duvarı hakkında yeteri kadar bilgi aldıktan sonra içimizi cız ettiren Holocoust Denkmal'in - Ulusal Soykırım Anıtı - kaotik ve klostrofobik ortamını solumak durumunda kaldım. Ardından şehirden izleri neredeyse tamamen silinen Hitler'in şimdilerde otopark olarak kullanılan karargahı üzerinde bilgilendirildikten sonra soğuk savaş döneminin iki başat aktörü olan A.B.D. ve S.S.C.B.'nin sınır komşusu oldukları meşhur Checkpoint Charlie'ye geldik. 






Ufak bir bilgilendirme notu: 2. Dünya Savaşı sonrası şehir Amerika, Sovyetler, İngiltere ve Fransa arasında resmen bölüştürülür. Doğu Berlin Sovyetlere bırakılır ve böylece tarihte ilk defa Sovyetler Amerika ile komşu olurlar




Checkpoint Charlie şu an her ne kadar turistler için temsili askerler ile fotoğraf çektirilen bir yer haline gelmiş ise de geçmişinde barındırdığı acılar yıkılan Berlin duvarının yerine yerleştirilen panolarda anlatılmakta.








Şehrin opera meydanı olan Bebelplatz'a gelmeden birbirinin eşi iki kiliseye ve bir konser salonuna sahip olan Gendarmenmarkt'a geliyoruz. Şu an hatırlayamadığım geçmişini dinledikten sonra Hitler rejiminin Fahrenheit 451'i hatırlatan kitap yakma organizasyonuna ev sahipliği yapan Bebelplatz'daki anıt ve Humboldt Üniversitesi üzerinden şehrin en ünlü bulvarı olan Unter den Linden - Ihlamurlar Altı- ile tanışıyorum. Üniversite önündeki kitap tezgahlarına daha sonra bakma niyetiyle "Faşizm ve Militarizm Kurbanları Anıtı" - Neue Wache - karşılıyor bizi. Ardından Spree nehrini geçerek Museumsinsel - müzeler adası - ile noktalanıyor turumuz.





Her ne kadar verdiğim linkte öyle görünmese de kızıla boyalı saçlara sahip İspanyol rehberim Seb eşliğinde hüzünlü bir başlangıç yapmak durumunda kaldım ancak devam yazılarda bu tur rehberi havasından uzaklaşacağımı düşünüyorum.




U-Bahn için fikir sahibi olmak için: http://en.wikipedia.org/wiki/Berlin_U-Bahn
S-Bahn için fikir sahibi olmak için: http://en.wikipedia.org/wiki/S-Bahn
Ulaşım hizmetleri için: http://www.bvg.de/index.php/en/index.html
Charlie kadar meşhur olmasa da Checkpoint A ve Checkpoint B:
Kathe Kollwitz hakkında bilgi için: http://en.wikipedia.org/wiki/K%C3%A4the_Kollwitz
Anıt mekanlar hakkında genel bilgi için: http://www.berlin.de/berlin-im-ueberblick/kultur/staette.en.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder